16 Nisan 2016 Cumartesi

Yârenlik



"Dinlemekten çok keyif aldığım piyona ezgileriyle yazıyı okumanız tavsiye edilir!"

     Bugün, tabii bu yazı bir gün önce yazıldı, canım arkadaşım Sümeyye'nin teklifi ile bi' parkta oturduk ve yanımıza gelen tontiş ninenin dediği gibi yârenlik yaptık. Temiz hava almak, çay eşliğinde sohbet etmek çok ama çok iyi geldi bana. Ona küçüklük fotoğraflarımı gösterdim. Her yıl mutlaka evdeki resimleri karıştırıp tekrar gözden geçirdiğimden ben de ona göstermek istedim.    


     Birlikte geçirdiğimiz bu üç saat içinde nelerden konuşmadık ki... İnsan, gerçekten içini dökdükçe ve karşındakine kendisine anlatabildikçe mutlu oluyor ve şanslı olduğunu anlıyor. Ben de anladım. Hayat yaşamaya değer. Ve ben de ondan vazgeçemem.
     Büyük korkumuz şu aşağıda resmi bulunan köpekti. Malesef ikimiz de birazcık tırstık. Biz oraya oturup gittiğimiz ana kadar sürekli yanımızdaydı. Adını Max koydu arkadaşım. Kalkıp toplandıktan sonra da sürekli arkamızdan geldi sanki gitmeyin der gibi. Ama kaçmayı başardık ve bir süre parkta saklandık. 




     Bugünün ganimeti de Yüzyıllık Yalnızlık oldu. Ne zamandır okumak istiyordum zaten. Sağolsun, benim için getirmiş. Seni çok seviyorum canım arkadaşım, iyi ki varsın! Umarım bugünkü gibi en ufak şeylerden bile mutlu oluruz, hiç vazgeçmeyiz kendimizden, birbirimizden, yaşamaktan...



1 yorum: