Emile Zola'dan ilk okuduğum eser bu kısacık ama capcanlı öyküsü oldu. Fransız yazar Emile Zola, aynı zamanda natüralizm akımının da öncüsü. Hikayenin gerçekçi olmasını sağlayan da onun bu edebi akımın öncüsü olması zaten. Çünkü, natüralizm demek gerçeği olduğu gibi anlatmak ve hayatı bilimsle bir gerçeklikle ele almak. Yani realizimin bir ileri düzeye ulaşmış hali diyebiliriz.
Kahraman hikaye anlatıcı olan kitapları çok seviyorum. Bir şekilde o kahraman benmişim gibi hissettiriyorlar ben okurken. Bu yüzden "Sel"i de beğendim. Aynı zamanda hikayede kullanılan betimlemeleri, kişilerin uzun uzadıya açıklanması da beğendim.
Bu öyküyü son anda karar değişikliği yaparak Sırça Fanus ile beraber almıştım. İyi ki de almışım. Çünkü kısa bile olsa farklı yazarların ne şekilde yazdığı görmüş oldum, böylece eğer yazarın dilini beğenirsem diğer kitaplarını da okuyabilirim. Ne de olsa okumaktan kim bir şey kaybeder ki?
Tabii ki Zola'nın en ünlü eseri bu değil. En ünlüleri Germinal ve Meyhane imiş. Onları da okumak istiyorum en yakın zamanda. Son olarak diğer natüralizm temsilcisi yazarlarla yazıyı bitiyorum : Guy de Maupassant, Gouncort Kardeşler ve Alphonse Daudet.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder